14 Mart 2020 Cumartesi

EVRENSEL BİR SEMBOL OLARAK YAŞAM AĞACI(HAYAT AĞACI) VE BİLGELİĞİ


EVRENSEL BİR SEMBOL OLARAK YAŞAM AĞACI (HAYAT AĞACI) VE 

BİLGELİĞİ


Görsel: grdominicans.org

Kökeni tarih-öncesi devirlere kadar uzanan Hayat Ağacı(yaşam ağacı), farklı kültür, öğreti ve tradisyonlarda kullanılagelmiş evrensel bir sembol olarak karşımıza çıkar. Asya ve
Avrupa’nın tarih-öncesine ait kalıntılarda dallarına ruhu simgeleyen iki kuşun bulunduğu bir çok yaşam ağacı figürüne rastlanmıştır.
Yaşam ağacının tradisyonlardaki kullanımını ele almadan önce ağacın şu özelliklerini anımsamakta fayda var:
1-      Ağaç üç ortamı kucaklayan üç kısımdan oluşur: Ağaç, herşeyden önce yeraltındaki kökler, yerdeki gövde ve nihayet göğe uzanan çiçek ya da meyvelerin ve yaprakların bulunduğu dallarıyla bu üç ortamı irtibatlandırdığından, irtibatın sembolüdür.
2-      Ağaç, göğe doğru büyümesiyle, dikey ilerlemenin, yani her anlamda, “yükselme”nin sembolüdür.
3-      Ağaç, tıpkı sinir sistemi gibi olan biçimiyle,en ücra noktaya kadar yayılmanın ve beslenmenin sembolüdür.
4-      Yapraklarını kaybeden, fakat her ilkbaharda yeniden yapraklanan ve çiçeklenen ağaçlar da, sayısı defa tekrarlanma gösteren bu özellikleriyle, yeniden canlanmanın ve ölümsüzlüğün sembolleridir. [Bu yüzden, Avustralya’daki Aborijin yerlileri ağacı her enkarnasyon ve dezenkarnasyon(ölüm) sırasında kullanılan bir tür göbek kordonu olarak kabul ederler ve bu nedenle, bir gelenek olarak, ağaç diplerine veya dallarıba göbek kordonu ve plasenta bırakırlar.] (1)

Hayat Ağacı’na dair  ilk izlere M.Ö. 3000 ve sonrasında Aşağı Mezopotamya’da Sümerler’de rastlanır ve yaşam ve ölüm döngüsünü ve kozmik yenilenmeyi simgeler.


Asur yaşam ağacı bir dizi düğüm ve çapraz kesişme çizgileriyle temsil edilir. Görünüşe göre önemli bir dini sembol olan yaşam ağacı genellikle Asur saray rölyeflerinde insan veya kartal başlı kanatlı geni veya Kral eşliğinde, kova ve koni ile kutsanmış veya döllenmiş bir sembol olarak bulunur. Asurbilimciler bu sembolün anlamı konusunda fikir birliğine varmamışlardır. "Hayat Ağacı" adı ona çağdaş akademia tarafından atfedilmiştir; Asur kaynaklarında kullanılmaz. Aslında, sembole ilişkin hiçbir metin kanıtı olduğu bilinmemektedir.

Gılgamış Destanı, ölümsüzlük için benzer bir arayıştır. Mezopotamya mitolojisinde Etana, ona bir oğul sağlamak için bir 'doğum bitkisi' arar. Bu, Akkad'dan (MÖ 2390-2249) silindir contalarda bulunan sağlam bir antik çağa sahiptir.
. Ağacın dalları, sapın sağ ve sol taraflarına eşit olarak bölünmüştür, her dalda bir yaprak ve ağacın tepesinde bir yaprak vardır. Hizmetçiler, sanki ağaçla ilgileniyormuş gibi ellerinden biri yukarı kaldırarak ağacın her iki yanında tasvir edilir. (2)

Görsel: ancient-origins.net

Semitik gelenekte Hayat Ağacı’nı literatüre girişi Tevrat’ta geçen “Tanrının bahçe ortasına Hayat Ağacı’nı ve Bilgi Ağacı”nı dikmesi ile başlayıp; Âdem-Havva’nın Şeytan’ın tahriki ile bu ağacın yasaklanan meyvesinden yedikleri için cennetten kovulmalarıyla devam eder. Yenilen elma bilgidir; yılan ya da şeytan akıldır.” Hayat Ağacı, çoğu efsanelerde, Kaybolan Hazine ya da Kelime gibi, mitos kahramanın önüne çıkan çeşitli engellere rağmen aradığı ve ulaşmak istediği ana hedef ve amaç olarak gösterilir.” (3)

Kabala öğretisinde Hayat Ağacı
Kabalistik hayat ağacında ilk sefira Kether’dir. Kether matematiksel olarak bire karşılık gelir. Burada her şey birlik içerisindedir. Karşıtlar yoktur. Kether’den, sonra bir sonraki sefirot olan Chokmah (bilgelik) var olmuştur. Kabalacılar Chokmah’dan baba olarak söz ederler. Chokmah üçüncü sefirot Binah’ı (anlayış) var etmiştir. Bundan da ana olarak söz edilir. Bu üç sefirot göksel olanlar diye anılır. Yaratılışın geri kalanı bu üç sefirottan var olur.
“Parlak” sözcüğünden gelen Sefira, belirli bir özelliğin parlaklığıdır. Her Sefira, birbirini etkileyen güçlerin tüm sistemidir.
Kabalistik inanca Sefiralardan başka başka hiçbir şey yaratılmamıştır. Bütün evren, gezegenler, insanın içsel parçaları, insan psikolojisi, zihin, herhangi bir sistem bu bölümlerden ve onların hiyerarşisinden oluşur.

Görsel: en.wikipedia.org/kabbalah
Görün ki, bütün oluşacaklar oluşmadan ve yaratılanlar yaratılmadan önce
Üst Işık tüm var oluşu doldurmuştu.
Ve, boş bir atmosfer, çukur, ya da kuyu gibi hiçbir bir boşluk yoktu,
Ancak hepsi basit ve sınırsız bir ışıkla doldurulmuştu.
Baş ya da kuyruk gibi bir kısım yoktu,
Ancak her şey, basit, yumuşak ışıktı,
Pürüzsüz ve eşit bir şekilde dengeli,
Ve onun adı Sonsuz Işık’tı.
Ve O’nun iradesine sadece dünyayı yaratma ve
Oluşanların oluşması arzusu geldiğinde,
Dünyaların yaratılış sebebi,
O’nun eylemlerinin, isimlerinin ve unvanlarının mükemmelliğini
Aydınlığa çıkarmaktı,
Ondan sonra O, Kendini ortada,
Tam olarak merkezde sınırladı,
Işığı sınırladı,
Ve Işık, o orta noktanın etrafından
En uzak kenarlara çekildi.
Ve orada boş bir alan kaldı,
Orta noktada dönen bir boşluk.
Ve boş noktanın etrafında
Sınırlama öyle tekleşti ki
Boşluk onun etrafında
Pürüzsüz bir daire çizdi
Orada, sınırlamadan sonra,
Bir boşluk ve alan oluşturduktan sonra
Sonsuz Işık’ın tam olarak ortasında
Bir yer oluşturuldu,
Oluşanların ve yaratılanların yaşayabileceği bir yer.
Sonra, Sonsuz Işık’tan bir çizgi aşağı sallandı,
O alanın içine, aşağı indirildi.
Ve bu çizgi aracılığıyla O, oluşturdu, yarattı, şekil verdi,
Ve tüm dünyaları yarattı.
Bu dört dünya var olmadan önce
Akıl almaz gizli teklikte bir sonsuzluk, bir isim vardı.
Ve hatta O’na en yakın olan açılarda,
Sonsuzlukta hiç bir güç ve edinim yoktur
Çünkü O’nu algılayabilecek akıl yoktur,
Zira O’nun yeri, sınırı, ismi yoktur.
ARİ
Büyük 16.yy Kabalisti(4)

Çin tradisyonundaki yaşam ağacı (Kiyen Mu) ölülerin bulunduğu öte-alemi bünyesinde barındıran bir ağaçtır; dokuz dallı, dokuz köklü olup dokuz göğe ve dokuz kaynağa dokunur. Kafkas tradisyonlarında tepesi göğe değen ağacın kökünden bir pınar fışkırır. İsmaili tradisyonunda ise yedinci göğü aşan ağaç “hakikat” in sembolüdür.(5)



 Eski Türklerde Hayat Ağacı
Eski Türk inançlarında kutsal ağaç motifinin çok önemli bir yeri vardır. Eski Türkler başlangıçta yüce bir yaratıcı inancına sahip olmakla beraber tabiat varlıklarını da kutsal kabul etmişlerdir (İnan, 1987: 30). Hayat ağacının Türk inançlarında çok çeşitli sembolik anlamları vardır ve hayat ağacı Türk boylarında farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Fakat genel olarak “Bay terek” ve “Baygaç- Bayağaç” olarak adlandırılır. Yeryüzünün merkezinden Tanrı katına yükselen bu ağaç, yer ile gök arasındaki kutsal değnek olarak da tanımlanır. Bu değnek, gökyüzündeki ve yeraltındaki ruhların bir geçiş yoludur.(6)


Özet olarak, bir çok kültür, öğreti, din ve tradisyonda yeri olan ve çeşitli mit ve efsanelere konu olan, “Dünya ağacı, Kozmik Ağaç” gibi adlar da verilen Yaşam Ağacı sembolü, yeraltı yeryüzü ve gökyüzü arasındaki iletişimi sağlayan bir sembol olarak değişim, doğum, türeme, ölümsüzlük, gençlik, gerçeklik, hayatın yenilenmesi, canlılık, sırra erme, yaratılış, dünyanın kutsallığı gibi kavramları taşır. Bu anlamda bana, Hermes Trismegistos tarafından yazıldığı kabul edilen Zümrüt Tablet’teki (Tabula Smaragdina)  ünlü deyiş; 

“Aşağıda ne varsa yukarıdaki gibidir ve yukarıda ne varsa aşağıdaki gibidir.” ve
“Bütün nesnelerin, yalnız Bir üzerine düşünme ile yal­nız Bir’de çıkması gibi, intibak ile bu bir şeyden doğarlar.” Maddelerini hatırlatıyor, tek bir somut kavram altında bir çok ve katmanlı anlamı ve aradaki bağlantıları bulmak ve anlamak ta bize düşüyor.

Yazar : Tuba KIZILKAN

Kaynaklar:

1-Semboller Ansiklopedisi, SALT, Alparslan; Semboller; Yaşam Ağacı RM Yayınları; İstanbul 2006     (s.352-353)
5- Semboller Ansiklopedisi, SALT, Alparslan; Semboller; Yaşam Ağacı RM Yayınları; İstanbul 2006     (s.354)
6- International Journal of Cultural and Social Studies (IntJCSS), December, 2015; 1: 1-14
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/253501 Saliha AĞAÇ1 , Menekşe SAKARYA2 1 Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Ankara, TÜRKIYE 2 Öğr. Gör., Niğde Üniversitesi, Bor Halil Zöhre Ataman Meslek Yüksekokulu, Niğde, TÜRKIYE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder