7 Haziran 2023 Çarşamba


DERİN BİR ÖĞRENME MODELİ OLARAK ChatGPT: İNSAN-BİLGİSAYAR ETKİLEŞİMİNDE YENİ BİR DÖNEM

 

Günümüzde, doğal dil işleme ve yapay zeka alanlarında yapılan büyük ilerlemeler, insan-bilgisayar etkileşimi konusunda yeni olanaklar sağlamaktadır. Derin öğrenme yöntemleri, bu alanda çığır açan gelişmelerden biri olarak öne çıkmaktadır. ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen ve büyük bir dil modeli olan GPT-3.5 mimarisine dayanan bir örnek olarak, derin bir öğrenme modeli olarak dikkat çekmektedir. Bu makalede, ChatGPT hakkında özetle bilgi aktaracak ve bu modelin insanlarla etkileşimde bulunduğu birçok senaryoda nasıl kullanılabileceğini ele alacağım. 

                                       by viralyft on unsplash
 

  •  Derin Öğrenme Modelleri ve ChatGPT: Derin öğrenme modelleri, büyük veri setleri üzerinde eğitilerek karmaşık desenleri tanıma ve anlama yeteneği olan yapay sinir ağlarıdır. ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilmiş bir dil modelidir ve GPT-3.5 mimarisine dayanır. Bu model, büyük miktarda metin verisi üzerinde eğitilir ve doğal dil anlama ve üretme yeteneklerine sahiptir.

       

                                                       image by Freepik

·             ChatGPT Nedir? 

   ChatGPT, dil anlama ve üretme yeteneklerine sahip bir derin öğrenme modelidir. GPT-3.5 mimarisine dayanarak, büyük bir metin veri kümesi üzerinde eğitilmiştir ve geniş bir dil bilgisi birikimine sahiptir. ChatGPT'nin temel amacı, kullanıcıların doğal dildeki sorularını anlamak ve onlara anlamlı yanıtlar üretmektir. ChatGPT'nin esnek ve açık uçlu yapısı, farklı alanlarda kullanılabilmesini sağlamaktadır.


·       ChatGPT'nin Kullanım Alanları


a. Müşteri Hizmetleri ve Destek: Şirketler, ChatGPT'yi müşteri hizmetleri ve destek süreçlerinde kullanarak, müşterilerin sorularını yanıtlayabilir ve sorunları çözebilir. Bu sayede, müşteri deneyimi iyileştirilebilir ve destek ekiplerine yardımcı olunabilir.

b. Eğitim ve Öğrenme: ChatGPT, öğrencilere ve öğretmenlere yardımcı olmak için kullanılabilir. Öğrenciler, sorularını ChatGPT'ye sorabilir ve konuyla ilgili açıklamalar veya örnekler alabilir. Öğretmenler ise öğrencilerin öğrenme sürecinde onlara rehberlik edebilir.

c. Bilgi Kaynağı: ChatGPT, geniş bir bilgi birikimine sahip olduğundan, kullanıcılara çeşitli konularda bilgi sağlayabilir. Kullanıcılar, araştırma yapmak veya belirli bir konuda bilgi edinmek için ChatGPT'yi kullanabilir.

d.Y aratıcı Yazma: Yazarlar ve içerik oluşturucular, ChatGPT'yi yaratıcı süreçlerinde kullanabilir. Örneğin, bir yazar bir karakter hakkında bilgi almak veya hikaye konusunda ilham almak için ChatGPT'yi kullanabilir.

                                   pixabay.com



  •   ChatGPT'nin Avantajları ve Zorlukları

a. Avantajlar: ChatGPT'nin avantajları arasında geniş bir dil birikimi, hızlı yanıt verme yeteneği ve sürekli öğrenme ve gelişme kabiliyeti bulunur. Ayrıca, insan benzeri bir etkileşim deneyimi sunabilir.

1     1. Geniş dil birikimi: ChatGPT, büyük bir metin veri kümesi üzerinde eğitildiği için geniş bir dil birikimine sahiptir.

      2. Hızlı yanıt verme yeteneği: ChatGPT, hızlı bir şekilde kullanıcılara yanıtlar üretebilir, böylece etkileşim süreci akıcı ve verimli olabilir..     

      3. Esnek ve geniş uygulama alanları: ChatGPT, müşteri hizmetleri, eğitim, sağlık hizmetleri, yaratıcı yazma ve daha birçok alanda kullanılabilir.

b. Dezavantajlar: ChatGPT'nin bazı dezavantajları da vardır. Örneğin, doğruluğu garanti etmek zordur ve yanıtlar bazen hatalı veya tutarsız olabilir. Ayrıca, yanlı veya istenmeyen içerik üretme riski de bulunur.

     1.Doğruluk sorunları: ChatGPT'nin ürettiği yanıtların her zaman doğru veya kesin olması garanti edilemez. Yanlış veya yanıltıcı bilgiler üretebilme potansiyeli vardır.

      2.Yanlı veya istenmeyen içerik üretme riski: ChatGPT, eğitim veri setindeki önyargıları veya istenmeyen içerikleri yansıtabilir. Bu durum, doğru moderasyon ve yönlendirme politikaları olmadığında sorunlara yol açabilir.

     3.Etiğe ilişkin sorunlar: ChatGPT gibi derin öğrenme modellerinin etik kullanımı, özellikle kişisel gizlilik, veri güvenliği ve insanlara zarar verebilecek yanlış yönlendirmelerin önlenmesi açısından önemlidir.

Sonuç olarak, ChatGPT gibi derin bir öğrenme modeli, insan-bilgisayar etkileşiminde yeni bir dönemi temsil etmektedir. ChatGPT'nin kullanım alanları çeşitlidir ve müşteri hizmetleri, eğitim, bilgi kaynağı ve yaratıcı yazma gibi birçok alanda faydalı olabilir. Ancak, ChatGPT'nin bazı zorlukları olduğunu unutmamak önemlidir. Gelecekte, ChatGPT gibi modellerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesiyle birlikte, insanlarla etkileşimi daha da ileriye taşıyabileceğiz.

    YARARLANILAN KAYNAKLAR:  

Radford, A., Wu, J., Child, R., Luan, D., Amodei, D., & Sutskever, I. (2019). Language models are unsupervised multitask learners. OpenAI blog. [https://cdn.openai.com/better-language-models/language_models_are_unsupervised_multitask_learners.pdf]

     Brown, T. B., Mann, B., Ryder, N., Subbiah, M., Kaplan, J., Dhariwal, P., ... & Sutskever, I. (2020). Language models are few-shot learners. arXiv preprint arXiv:2005.14165. [https://arxiv.org/abs/2005.14165]

    Ramesh, A., Goyal, N., Peng, Y., Kwon, S., Du, J., Caruana, R., &Zhang, Y. (2021). Zero-shot translation with multilingual transformers. arXiv preprint arXiv:2105.14447. [https://arxiv.org/abs/2105.14447]

     Wright, A. G., & Gorman, A. J. (2021). Conversational AI in healthcare: challenges and opportunities. arXiv preprint arXiv:2104.03298. [https://arxiv.org/abs/2104.03298]

     Pérez-Rosas, V., Kleinberg, B., Lefevre, A., & Mihalcea, R. (2020). Conversational AI: The Academic Gap and How to Address It. arXiv preprint arXiv:2012.08497. [https://arxiv.org/abs/2012.08497]

    Shuster, K., Byerly, S., Diab, M., & Huang, A. (2020). ChatGPT: Large-scale fine-tuning of language models for response generation. arXiv preprint arXiv:2010.12808. [https://arxiv.org/abs/2010.12808]

 

20 Nisan 2023 Perşembe

  MATRIX: SIMULASYON TEORISI, YAPAY ZEKA, BILIM, FELSEFE, DIN AÇISINDAN "THE MATRIX" FİLMİNİN İNCELENMESİ 

"The Matrix" filmi, sinema tarihinin en önemli ve etkili filmlerinden biri olarak kabul edilir. Film, popüler kültürde ve bilimkurgu türünde birçok tartışmaya neden olmuştur. Günümüzde, hala kült filmlerden biri olarak kabul edilen film, çok katmanlı referansların zenginliği açısından dikkat çekmektedir. Bu analizde, "The Matrix" filmi akademik referanslarla ele alınarak farklı açılardan incelenecektir.





MATRIX VE SIMULASYON TEORİSİ

20 Nisan 2022 Çarşamba

 DUYGUSAL ZEKANIN EĞİTİMDEKİ ÖNEMİ

  1. Duygular, yaşamlarımıza yön veren, seçimlerimizi belirleyen en önemli kavramlardan biridir. Önce birbirinden çok farklı tanımları olan zeka kavramını genel olarak inceleyelim. Zeka, klasik sözlük tanımı olarak insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü ve bir ruhbilim tanımı olarak soyutlama, öğrenme ve yeni durumlara uyma yeteneklerinin toplamıdır.
  2. Thorndike’a göre zekâ, “Birçok düşüncesel yeteneklerin karışımından meydana gelir.” Thorndike zekâyı üçe ayırarak inceler.

Soyut ve Sözlü Zekâ: Sembol kullanarak düşünme yeteneğidir.

Pratik (Mekanik) Zekâ: Araç-gereç ve makineleri yapıp kullanmada kendini gösterir.

Toplumsal (Sosyal) Zekâ: Sosyal zekâ modeli, zekâyı bilişsel boyutları dışında değerlendiren ilk modeldir.

Amerikalı bir psikolog ve psikometrist olan ve araştırmalarının ve kuramlarının odak odak noktası zeka, yaratıcılık ve bilgelik olan Robert J.  Sternberg 3 zeka bileşeni bileşimsel, bağlamsal ve deneyimsel üç alt boyutu içeren triarşik zeka kuramı ile, zekanın etkileşerek işleyen farklı bileşenlerden oluştuğunu, bireyin içsel ve dışsal dünyası ile deneyimlerinin zeka ile ilişkisi olduğunu savunmuştur.

Dr. Maruice Elias’a göre duygular, çevrelerinde neler olup bittiği hakkında insanların sahip olduğu bir çeşit uyarı sistemidir.

Halen Harvard Üniversitesinde çalışmalarına devam eden  1943 doğumlu Amerikan psikolog  Howard Gardner Çoklu Zeka Kuramını öne sürmüştür Gardner, 1983 yılında yayınlanan “Frames of Mind” (Zihnin Çerçeveleri) adlı kitabında yedi farklı zekâ boyutunu önermiştir. Daha sonra 1999 yılında yayınladığı “Intelligence Reframed ( Yeniden Yapılandırılan Zeka) adlı eserinde yeni zekâ boyutunu da ekleyerek sekiz farklı zekâ çeşidini oluşturmuştur . Bunlar:

  • Sözel-dilsel,
  • Mantıksal-matematiksel,
  • Görsel-uzaysal, • Müziksel-ritmik,
  • Bedensel-kinestetik,
  • Sosyal,
  • İçsel,
  • Doğacı/Varoluşsal Zekadır. Bu kapasite ya da zekâlar her bireyde farklı boyutlarda bulunmakta, farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Hatta Gardner, bu zekâ alanlarının dışında da zekâ boyutlarının olabileceğini savunmakta, çünkü insan yeteneklerinin çokluğuna bağlı olarak bu zekâ alanları ile insanın yetenekleri doğru tanımlamanın zor olabileceğini ifade etmektedir.

Peki duygusal Zeka kavramı ilk kez ve nasıl ortaya çıktı ve bu kavram son zamanlarda neden bu kadar ön planda?

DUYGUSAL ZEKA

Duygusal Zeka kavramı  (EQ-Emotional Quotient ya da EI- Emotional Intelligence)1990'larda Peter Salovey ve John D. Mayer tarafından ortaya atıldı ve Daniel Goleman tarafından daha da geliştirildi ve yaygınlaştırıldı. Duygusal Zeka kişinin hem kendi duygularını yönetme hem de çevresindeki insanların duygularını anlama yeteneğidir. Duygusal Zekanın beş temel unsuru vardır: öz farkındalık, öz düzenleme, motivasyon, empati ve sosyal beceriler.

https://pixabay.com/tr/illustrations/kalp-zihin-duygusal-zeka-e%c5%9fde%c4%9fer-4682762/

Kişisel düzeyde, duygusal zeka bize şu konularda yardımcı olur:

Duyguları incitmeden rahatsız edici konuşmalar yapma

Stresliyken veya bunalmış hissettiğimizde duygularımızı yönetme

Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizi geliştirme

İş yerinde duygusal zeka bize şu konularda yardımcı olabilir:

Çatışmaları çözme

Başkalarına koçluk yapma ve motive etme

Bir işbirliği kültürü oluşturma

Ekipler içinde psikolojik güvenlik oluşturma

Peki Duygusal Zekanın eğitimle ilintisi nedir?

Günümüzde, alışılagelmiş eğitim ve zeka yaklaşımının ötesinde, gitgide önem kazanmaya başlayan 21. yy. becerilerinden olan Empati, İşbirliği, Eleştirel ve Yaratıcı Düşünme, İletişim gibi kavramlara kapı açan bir kavram olarak Duygusal Zeka olgusunu incelemekle başlayabiliriz. Bu sosyal kategoride ele alabileceğimiz özelliklerin yanı sıra tutkularımızın, duygularımızın, güçlü yanlarımızın, zayıf yönlerimizin farkında olarak kendini daha iyi anlayabilmek ve bunları yönetme, olumlu zihniyet ve sonuçlar için düzenleme yeteneğine sahip olmakla ilgili olan Duygusal Zeka, öz farkındalık dediğimiz, günümüzde iyi oluş, ders başarısı, eğitsel tatmin gibi konularda da önemli etkisi olan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Öğrencilerin duygusal zekaları ile sınıf davranışları arasında güçlü bir ilişki vardır. Düşük duygusal zekaya sahip öğrenciler, odaklanmak ve akranlarıyla ilişki kurmakta zorlanabilirler veya hatta saldırganlık gösterebilirler. Düşük duygusal zekaya sahip öğrenciler, duygularını akranlarıyla iletişim kurmakta zorlanırlar ve bu, sınıf arkadaşlarıyla arkadaşlık kurmakta ve hatta yetişkinlerle ilişkiler kurmakta zorlanmaları ile sonuçlanabilir. Saldırganlık, düşük duygusal zekaya sahip öğrencilerde yaygın bir sorundur çünkü iletişim kurmak veya duygularını uygun şekilde yönetmek için ihtiyaç duydukları becerilere sahip değillerdir. Bu davranış sorunları tipik olarak okul öncesi ve ilkokulun ilk yıllarında ortaya çıkar ve bu noktadan itibaren ciddiyeti artar.

https://tr.depositphotos.com/vector-images/emotional-intelligence.html?filter=illustration&qview=176202850

Peki okullarda Duygusal Zekayı nasıl geliştirebiliriz? İşte birkaç metod:

Aktif dinleme

Aktif dinleme becerisi, gerçek iki yönlü iletişim oluşturmaya yardımcı olmanın önemli bir parçasıdır - ve bu sadece dikkat etmekten çok daha fazlasıdır. Diyaloğu gerçekten takip etmeyi ve kendi beden dilinizi kullanarak başkalarına yanıt vermeyi, ardından alınan anahtar mesajları sözlü olarak özetleyerek anladığınızı gösterebilmeyi içerir.

Duygular için  kelime hazinesi

Araştırmacı Lisa Barrett, öğrencilerin duygu kelime dağarcıklarını artırmalarına yardımcı olarak kişilerarası becerilerin geliştirilebileceğini belirtiyor. Öğrencileri “üzgün”, “hayal kırıklığına uğramış” ve “üzgün” arasındaki farkı anlamaya teşvik etmek, her biri için uygun stratejiler geliştirmek için bir sıçrama tahtası görevi görür. Kısacası, öğrendiğiniz her duygu kelimesi, gelecekteki duygusal zeka için yeni bir araçtır. Bunu öğrencilere tanıtmanın basit bir yolu alfabe oyunu oynamaktır: sınıf olarak alfabenin her harfi için kaç farklı duygu bulabilirsiniz.

Öz farkındalık geliştirmek

İyi bilinen bir araştırma, araştırmacıların öğrencilere bir testte nasıl olduklarını düşündüklerini sorduğunu ve ardından algılarını gerçek sonuçlarla karşılaştırdığını gördü. Çoğu öğrencinin yeteneklerini abarttığını buldular ve bu, başarısız olan öğrencilerde büyük olasılıkla böyleydi. Bu, Dunning-Kruger etkisi olarak bilinir ve eğitimde en yaygın düşünme yanlılıklarından biridir.

Empati geliştirmek

Çocuklar genellikle, öğretmenlerin ve öğrencilerin birbirleriyle empati kurmasını izlemek de dahil olmak üzere, başkalarının bunu nasıl gösterdiğini gözlemleyerek empati geliştirir. “Anlıyorum/fark ediyorum/görebiliyorum” gibi ifadeler kullanmak öğrencilere başka bir bakış açısını anlamanın nasıl ifade edilebileceğini göstermeye yardımcı olabilir.

Duyguları ve Öz-düzenlemeyi yönetmek

Öz düzenleme teknikleri neye benziyor? Sporcular tarafından sınıfa uygulanabilecek yaklaşımlar vardır – ilkeler aynı kalır. Bunlar, örneğin, olayları bir tehditten ziyade bir fırsat olarak görmeyi ve kendi kendine faydalı konuşmaları içerir. Öğrencilere duygusal yönetim becerilerinin sabit olmadığını, geliştirilebileceğini pekiştirin. Bu, genellikle büyük bir zaman diliminde aşamalı bir süreç olduğundan, hem öğrenci hem de öğretmen için önemli miktarda çaba ve sabır gerektirir.

Tüm bu bilgilerden yola çıkarak, günümüzde 21. yy becerileri olarak da ele alınan Empati, öz farkındalık gibi kavramları içeren Duygusal Zekanın, kaliteli ve doğru iletişim, duyguları doğru tanımlama ve ifade etme gibi pek çok gerek günlük hayat gerek eğitim hayatında önemi olan konuları içermesi bu olgunun önemini arttırmaktadır. Kişisel düşüncem, toplumda Empati eksikliğinden kaynaklanan pek çok sorunun da Duygusal Zekanın üzerine odaklanarak önlenebileceği, hem birey hem de toplum olarak çok daha tatmin edici bir başarı ve mutluluk seviyesine ulaşılacağı görüşündeyim.

Kaynaklar:

İlgar, M.Zeki. (2018). STERNBERG'İN BAŞARILI (ÜÇLÜ ) ZEKA KURAMI. Journal of Turkish Studies. 13. 781-800. 10.7827/TurkishStudies.13957.

https://zekatesti.com.tr/Zeka-Testleri-Nelerdir-Iq-Nasil-Olculur-m-304

https://www.egitimtercihi.com/spot/16299-zekanin-tanimi-ve-turleri.html

https://cpduk.co.uk/news/emotional-intelligence-a-key-21st-century-skill

https://www.edutopia.org/social-emotional-intelligence-learning-education

https://uskudar.edu.tr/pozitif-psikoloji/duygusal-zeka

https://www.psychologytoday.com/us/basics/emotional-intelligence

https://study.com/academy/lesson/the-importance-of-emotional-intelligence-in-education.html

https://medium.com/@dogokon/gardner%C4%B1n-%C3%A7oklu-zeka-kuram%C4%B1-78d898531d4d

https://www.psychologytoday.com/us/blog/dealing-emotions/202006/why-you-need-emotional-intelligence-succeed-school

https://www.theguardian.com/teacher-network/2017/nov/03/emotional-intelligence-why-it-matters-and-how-to-teach-it

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİN PSİKOLOJİSİ) ANABİLİM DALI DUYGUSAL ZEKA VE DUYGUSAL ZEKANIN GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNAN ETKENLER YÜKSEK LİSANS TEZİ Firdevs MABOÇOĞLU Ankara 2006





30 Ağustos 2020 Pazar

BİR İNANÇ SİSTEMİ OLARAK ŞAMANİZM, TÜRKLER VE ŞAMANİZM

 BİR İNANÇ SİSTEMİ OLARAK ŞAMANİZM

Şamanizm, Erken Paleolitik çağdan itibaren özellikle bozkır toplumlarında, Sibirya ve Orta Asya civarında yaygın, günümüzde de yaşayan inanış biçimidir. Çoğu antropolog ve ilahiyatçılara göre tabiatüstü güçlerle iletişim kurulabileceğine inanılan ilk inanç sistemidir.
Şamancılık veya Kamcılık olarak da bilinen Şamanizm inancı, sistematik dinden ziyade merkezinde şamanın yer aldığı, kendine has inanç ve ritüelleriyle farklı formları bulunan vecde ve transa dayalı bir inanç şeklidir.(1)
Günümüzde kandaş topluluklar ile sınıflı toplumlar arasında Şamanist kültür alışverişi olduğu düşünülmektedir. Kandaş topluluklar Şamanist kültürün temelini oluşturur. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, Şamanizm’in doğuşunu paleolitik ya da neolitik çağın başlangıcı olarak kabul etmektedir. Fransa Lascaux Mağarasında bulunan, İÖ 15-13 bin yıldan kaldığı tahmin edilen resimlerde Şamanizm’in en eski motiflerine rastlanmıştır. Arkeolojik kanıtlar Şamanizm’in 20-30 bin yaşında olduğunu bildirmektedir. Genel olarak uygarlık öncesi toplumların inançlar bütünü olarak görülen şamanlık, tarih boyunca çeşitli uygarlıkların etkilerine açık olmuştur. Şamanik yöntemlerle ilgili dikkate değer özelliklerden birisi de değişik yer ve zamanlarda farklı görünümler almasına karşın Avustralya yerlilerinden Kuzey ve Güney Amerika’ya, Sibirya ve Orta Asya’dan Avrupa ve Güney Afrika’ya kadar dünyanın birbirinden ayrı ve uzak bölümlerinde birbirine çok benzer olmasıdır. Şamanizm günümüzde Türkler ve diğer Orta Asya halklarının hayatını değişik oranlarda etkilemeye devam etmekle birlikte halen Orta Asya’da başlı başına bir din olarak geçerliliğini korumaktadır. Tatarların bir kısmı özellikle Hakasya Türklerinin hemen hemen tamamı Şamanist’tir. Rusya, Moğolistan, Tacikistan, Kazakistan gibi ülkelerde de Şamanist topluluklara rastlanmaktadır. Sayıları gittikçe azalmakla birlikte günümüzde yaklaşık 650.000 kadar Şaman olduğu tahmin edilmektedir.(2)

Kelimeyi etimolojik olarak inceleyecek olursak kelime Almanca Schamane'den ödünç alınmıştır, Rusça шама́н (šamán), [1] Evenki шама̄н (şamān), сама̄н (samān) 'dan Evenki kelimesi muhtemelen ша- ("bilmek"); [3] veya Tocharian B amāne ("keşiş") [4] veya Çince 沙門 (shāmén, "Budist keşiş") kökünden türetilmiştir. Sanskritçe'den Pali samaṇa श्रमण (śramaṇa, "münzevi, keşiş, adanan"), श्रम'dan (śrama, "yorgunluk, tükenme; emek, zahmet; vb."), ​​Bu da bunu bir Sramana eşili haline getirir.(3)
ŞAMANİZMİN YÖNLERİ
DOĞA İLE BAĞLANTI
Şamanizm doğanın kendisinden kaynaklanır. Şamanik uygulamalar Dünya Ana'nın sunduğu güçten yararlanır ve kadim yerli öğretiler doğanın basit gerçeklerinden türetilir.
KENDİNE VE TOPLUMUN SAĞLANMASI
Şamanizm sadece bireyin sağlığı ile değil, aynı zamanda tüm toplumun sağlığı ile de ilgilidir. Bu, tüm insanları, bitkileri, hayvanları ve tüm yaşamı içerir.
MANEVİ UYGULAMA
Günlük ruhsal uygulama, hem bedenin hem de ruhun sürekli ve üstel büyümesine izin verir. Amaç, tüm yaratımla iç ve dış uyum yaratmaktır.
KUTSAL YERLERE HAC
Kutsal yerlere yaklaşmayı ve onlarla bağlantı kurmayı öğrenmek, şamanizmin ayrılmaz bir parçasıdır. Nehirler, göller, dağlar ve mağaralar gibi doğal harikaları onurlandırarak, toprağın enerjisini yeniden uyandırır ve canlandırırız.
VİZYON & TÖREN
Doğanın ruhlarını onurlandırmak için yapılan törenler, uyum ve dengeyi geliştirmeye yardımcı olur. Şamanizmin yolu asla bitmez. Bu törenler devam ettiği sürece dünyanın devam edeceğine inanılıyor.(4)

Bir Şaman sunağı 

ŞAMAN UYGULAMASI
Şamanizm uygulaması birçok farklı unsuru içerir. Bir Şaman, ruh dünyasına giden bir kanaldır ve yaşam deneyimi ve dua, meditasyon ve farklı türden ritüeller ve törenler yoluyla bilgi kazanır.

Şamanlar, topluluk çalışmalarında, bitkisel ilaçlar, “yolculuk”, ateş ritüelleri, dans, davul törenleri, meditasyon ve koruyucu muskalar gibi araçlar ve ritüeller kullanırlar.

Nelson, "Şamanizmi uygulamak, dünyaya farklı bakış açılarına açık olmayı gerektirir" diyor. "Değişen bir durumu kolaylaştırmak için davul çalma veya benzer teknikler kullanan Şamanik yolculuk gibi ritüeller, iyileştirici ruhlarla işleyen bir ilişki geliştirmek için kullanılır."

Bir Şamanın gerçek bir uygulayıcı olarak kabul edilebilmesi için üç şeyde ustalaşması gerekir. Bunlar:

1)Değişmiş bilinç hallerine ulaşmak.
2)Fiziksel ve ruhsal dünya arasında bir araç olarak hareket etme yeteneği.
3)Toplumlarının ihtiyaçlarını diğer geleneksel pratisyenlerin (doktorlar ve dini liderler gibi) karşılayamayacağı bir şekilde karşılama yeteneği.

Şamanizme yeni başlayanlar için iyi bir başlangıç ​​noktası düşlerdir. Bunun nedeni, rüya gördüğünüzde farklı bir bilinç durumuna erişiyor olmanızdır. Uyanır uyanmaz tüm rüyalarınızı not aldığınız bir rüya günlüğü tutarak başlayabilirsiniz. Bu, manevi alemden bilgi ve fikirlere erişmeye başlamanıza yardımcı
olabilir.(5)

Rusya, Sibirya'dan ritüel yapan Şamanlar

Şaman inanışına göre evren üç bölümden oluşmaktadır: 

 a) Gök: Aydınlık olandır. Orada iyilik, güzellik ve mutluluk vardır. Tam anlamıyla bir cennet demektir. 17 kattan oluşmaktadır. En büyük Tanrı/ruh olan Ülgen, eşi ve çocukları ile kendisine bağlı iyi ruhlar
     orada oturur.

 b) Yeryüzü: İnsanların yaşadıkları yerdir. 

c) Yeraltı: Karanlık olandır. 14 kattır. Kötülüklerin, bahtsızlıkların, çirkinliklerin hüküm yeridir. Bu nedenle cehennem demektir. Korkunç bir tanrı/ruh olan Erlik, ailesi ve ona bağlı kötü ruhlar yeraltında bulunurlar. Şamanlar bu üçe ayrılan evrende kendi dualarıyla hastaların dua isteklerini gökteki ve yer altındaki ruhlara ilettiklerini, onlarla konuştuklarını söylerler, ve böylece hastaya ya da büyü okutmaya ihtiyaç duyan kişiye gelecek kötülüklerden gökteki ve yer altındaki ruhların kendilerini koruduğu duygusu aktarılmış olur.(6)

DAVUL,TEF TÖNGÜR SEÇİMİ 
Davulun derisi, çizgi , oyun manzaraları, hayvan, ağaç, kaz, kurbağa, kurt , tavşan geyik resimleri süs ve bebeklerden ibaretti.

Kam davul latası, yılan ve cin resimleri ile işlenmiştir. Bu simgeler kutsaldır. Davulun tokmağı kutsal ağaç olarak bilinen ardıç ve kayından yapılır.
Şaman , tören sırasında davulu ile konuşurdu. Bu sırada Davul, şamanın manevi eşi görevini üstlenir, ruhlar ile şaman arasında aracılık yapardı.

ŞAMAN DAVULUNDA KULLANILAN MÜZİK RİTMLERİ

1- Yılan ritmi;
<üç yavaş vuruş>
Yeni bir şeye sahip olma ,
işi gücü toparlama
2- Geyik ritmi ;
<iki yavaş, iki hızlı ritm>
Uğur, hamile kadınların doğurması,varlıkların paylaşılması, yolculuk
3-kaplumbağa ritmi;
<bir vuruş iki hızlı vuruş>bir vuruş
bağışıklık, uyumu şaplamak-
yeni bir oluşum için temel sağlamak
4-Boğa ritmi;
<bir vuruş- dört hızlı vuruş> , düşmanları püskürtme
maddi kalkınma, fiziki gücün bir araya yığılması
5- Balıkçıl kuşu ritmi;
<iki hızlı- iki yavaş>
karşıya çıkan engelleri aşmak
sevgiye yardım etmektir.
6- Örümcek ritmi;
<iki hızlı- bir normal>iki hızlı- üreticilik, negatif enerjiden temizlenmek
7-Ayı ritmi;
<Dörthızlı +bir vuruş>
Mevki korumak, engelleri kaldırmak, içine gömülmek
8-Kaplan ritmi ;
<haraket-ritmleri>(7)



Şaman davulu

COVID-19 salgını hala devam ederken, Şamanizm bir kez daha gelişme kaydediyor. 
Shakti Şifa Merkezinde bir Şaman uygulayıcısı olan Marc Nelson, "İleri teknolojinin artan kullanımı ve yapay zeka gibi yeni teknolojilerin ortaya çıkması yeni fırsatlar sunuyor" diyor. "Bu bağlamdaki bir örnek, uygulayıcılar tarafından çevrimiçi olarak grup ritüelleri gerçekleştirmek veya uzaktan öğrenme sağlamak için konferans araçlarının kullanılmasıdır."(8)

Şamanlar genellikle rüyalar veya işaretler aracılığıyla çağrıldıklarını iddia ederler. Ancak bazıları güçlerinin miras kaldığını söylüyor. Geleneksel toplumlarda şaman eğitiminin uzunluğu değişir, ancak genellikle yıllar sürer.

Yaralı şifacı, şamanik bir deneme ve yolculuk için bir arketiptir. Bu süreç genç şamanlar için önemlidir.
Onları ölümün eşiğine getiren bir tür hastalık geçirirler. Bunun iki nedenden dolayı olduğu söyleniyor:

Şaman yeraltı dünyasına geçer. Bu, şamanın hasta ve kabile için hayati bilgileri geri getirmek için derinliklerine inebilmesi için gerçekleşir.
Şaman, hastalığı anlamak için hastalanmalıdır. Şaman kendi hastalığının üstesinden geldiğinde, tüm acıları iyileştirmek için tedaviye sahip olacaklarına inanırlar. (9)


YARALI ŞİFACI ARKETİPİ

Yaralı Şifacı  arketipi analitik bir ilişkide kümelenebilen arketipsel bir dinamik olarak karşımıza çıkar. Yaralı şifacı, psikolog Henri Nouwen 1972 tarafından yaratılan bir terimdir. Bu fikir, analistin hastaları tedavi etmeye mecbur olduğunu çünkü analistin kendisinin "yaralı" olduğunu belirtir. Yunan mitolojisinde insan başlı at figürü Chiron, Herkül'ün oklarından biri tarafından tedavi edilemez bir yara ile zehirlendikten sonra "Yaralı Şifacı" idi. Jung, Chiron mitinden "kişinin kendi okuyla yaralanması, her şeyden önce içe dönüklük hali anlamına gelir" dedi.(10)




Carl Jung'un bahsettiği 'Yaralı Şifacı', duygusal bedenin başa çıkamayacağı kadar korkutucu derecede acı veren bir şeyi HİSSETMEK için nihayet kendilerine izin verdikleri ölçüde başkalarını kendilerine güvenmeleri için kendi kendini güçlendirebilen öğretmendir.(11)

Carl Jung'dan alıntı ile devam edelim: "Analist durmaksızın öğrenmeye devam etmelidir ... İyileştirme gücünün ölçüsünü veren kendi incinmesidir. Bu, Yunan yaralı hekim mitinden öte başka hiçbir şey değildir."

Jung, derinlik psikolojisinin potansiyel olarak tehlikeli olabileceğini düşündü, çünkü analist, kendi yaralarını yeniden açtırarak analistin yaralarından etkilenmeye açıktır. Bundan kaçınmak için, analistin bilinçdışı ile süregelen bir ilişkisi olmalıdır, aksi takdirde "şifacı arketipi" ile özdeşleşebilir ve şişirilmiş bir ego yaratabilir. (12)



Carl Jung: Wounded Healer of the Soul, Claire Dunne,2015 ( Carl Jung, Ruhun Yaralı Şifacısı, Claire Dunn,2015




BİLİŞSEL VE EVRİMSEL YAKLAŞIMLAR
Şamanizmi açıklamak için bilişsel ve evrimsel bilim adamları arasında iki ana çerçeve vardır. Antropolog Michael Winkelman tarafından önerilen ilki "nöroteolojik teori" olarak bilinir. [99] [100] Winkelman'a göre şamanizm, insan toplumlarında güvenilir bir şekilde gelişir çünkü uygulayıcıya, gruplarına ve bireysel müşterilerine değerli faydalar sağlar. Özellikle, dans, halüsinojenler ve diğer tetikleyiciler tarafından tetiklenen trans durumlarının, zihin teorisi, sosyal zeka ve doğa tarihi konusunda uzmanlaşmış zihinsel sistemler arasında iletişime izin veren, biliş üzerinde "bütünleştirici" bir etkiye sahip olduğu varsayılmaktadır. Bu bilişsel entegrasyon ile şaman, hayvanların hareketini daha iyi tahmin edebilir, grup çatışmalarını çözebilir, göçleri planlayabilir ve diğer yararlı hizmetleri sağlayabilir.
Nöroteolojik teori, Harvard antropolog Manvir Singh tarafından geliştirilen "yan ürün" veya "sübjektif" şamanizm modeliyle çelişir. Singh'e göre şamanizm, bir uzmanın önemli ancak kontrol edilemeyen sonuçları etkileyebileceğine bizi ikna etmek için psikolojik önyargılarımıza uyum sağlayan (veya kesen) kültürel bir teknolojidir.  Sihir ve batıl inanç psikolojisi üzerine yapılan çalışmalardan alıntı yapan Singh, insanların hastalıkları iyileştirme, yağmuru kontrol etme veya hayvanları çekme gibi belirsiz olayları etkilemenin yollarını aradıklarını savunuyor. Uzmanlar, müşterilerinin bu sonuçları kontrol etmelerine yardımcı olmak için rekabet ederken, psikolojik açıdan zorlayıcı sihrin evrimini yönlendirerek, insanların bilişsel önyargılarına uyarlanmış gelenekler üretirler. Singh'e göre Şamanizm, bu kültürel evrimsel sürecin doruk noktası - belirsizliği kontrol etmek için psikolojik olarak çekici bir yöntem. Örneğin, bazı şamanik uygulamalar, insanlıkla ilgili sezgilerimizden yararlanır: Uygulayıcılar, görünüşte normal insanlardan farklı varlıklar haline gelmek için trans ve dramatik inisiyasyonları kullanırlar ve bu nedenle, önemli sonuçları denetlediğine inanılan görünmez güçlerle daha açık bir şekilde etkileşime girebilirler. Pascal Boyer ve Nicholas Humphrey gibi etkili bilişsel ve antropolojik bilim adamları, Singh'in  yaklaşımını onayladılar, ancak diğer araştırmacılar Singh'in bireysel ve grup düzeyinde faydaları reddetmesini eleştirdi. 

David Lewis-Williams, şamanik pratiğin kökenlerini ve bazı kesin formlarını mağara sanatında ve benzer şekilde LSD deneylerinde ortaya çıkan insan bilincinin yönleri aracılığıyla açıklıyor.(14)



Olkhon Adası, Rusya - 4 Ağustos 2011: Arka planda açık bir alanda trans halinde oturan
 geleneksel kıyafetli şaman kadın, bir grup insan şaman. ezhigodny Rusya'nın Irkutsk bölgesindeki Baykal Gölü'ndeki Olkhon Adası'nda şamanları topluyor.
TÜRK KÜLTÜRÜ VE ŞAMANİZM

İnsanın aklıyla eyleyen varoluş olması, bilimsel bilgi birikiminin olmadığı süreçte dünyanın birbirinden çok farklı bölgelerinde doğa olaylarına karşın benzer tepkiler vermesini açıklar. Nedensellik zincirinin oluşturulamaması insanda korkuyu yaratmış, olguların doğaüstü gerekçelerle açıklanmasına neden olmuş ve bunların yarattığı sorunların çözümünün de doğaüstü olmasını gerektirmiştir. Tüm bunlar Şamanizm içinde ele alınan uygulamaların, ritüellerin birbirinden çok farklı toplumlarda bile benzerlikler göstermesine neden olmuştur. Ancak günümüzde belli bölgedeki Türk nüfusta halen etkinliğini sürdürmesi nedeniyle Şamanizm’in Türklerin yaşamlarını daha çok etkilemesine ve Türk kültürüyle daha çok anılmasına neden olmuştur.(15)

İbrahim Kafesoğlu’na göre “Eski Türklerin dini üç noktaya toplanır;
 1. Doğa Kültü,
 2. Atalar Kültü,
3. Gök Tanrı Kültü.
 Uluslararası Şamanizm Medeniyet Araştırma Kurumu’nun Başkanı Hoperr “Orta Asya Şamanizmi” adlı bildiri konuşmasında şunları ifade ediyor;  Şamanizm bir medeniyet olgusu, o ne büyücülük faaliyeti ne de siyasi faaliyettir. Şamanizm kültür, tıp ilimi, edebiyat-sanat, örf adet, ekoloji gibi alanlara bağlıdır. Onu din olarak nitelendiremiyoruz. Şamanizm dinin kapsadığı alandan geçmiş bir hadisedir. Şamanlar Orta Asya toplumlarının tarihi sürecinde önemli rol oynamıştır. Onlar şair, sanatçı, usta ve kahramanların yerine geçmiştir. Avrupa dillerindeki “Shamanism” teriminin başka dillere “Şaman dini” olarak tercüme etmenin yanlış algılamaya yol açacağını “Şaman Kültürü” diyerek tercüme etmelerin gerektiğini vurguluyor.(16)
Bizde eski Türk dini üzerine ilk ciddi çalışmaları bilindiği gibi Ziya Gökalp yapmıştır. Ona göre eski Türk dinine "Toyonizm" veya "Nom" denilmelidir. Nom kelimesinin de Tarih-i Cihangüşa'da "Türk dininden olanlara Nomiyan" denilmesine bağlanmaktadır. Yine Cihangüşa'nın bildirdiğine göre, hakan huzurunda Nomilerle Kamlar imtihan olmuşlar ve Nomiler Kamları mağlup etmişlerdir.(17)
Fakat “ toyunizm” dediği din budizmden başka bir şey değildir. Sırf itibarî olarak dahi eski Türk dinine “ toyunizm” adı verilemez. Eski Türkler, şüphesizdir ki, şamanist idiler. Fakat bu şamanizm Altay ve Yakut şamanlığmın bulunduğu safhayı çok arkasında bırakmış, gelişmiş bir durumdaydı. Avcılık ve iptidaî ziraatle dar bir sahada yaşıyan küçük boyların dünya görüşleri ve dinî telâkkileriyle büyük göçebe hakanlıklar kuran, Ç in’den Bizans’a ve İran’a kadar uzanan ulusun dünya görüşü ile dinî telâkkilerinin aynı seviyede olmasına imkân yoktur. Çin kaynaklarının verdikleri haberlerden anlaşıldığına göre, eski Orta-Asya şamanizminin esasları Gök-Tanrı, güneş,, ay, yer, su, ata (cedd-i âlâ), ateş (ocak) kültleri idi. Dinî âyin ve törenlerin muayyen bir nizam (statü) çerçevesi içine alınmış olduğunu tahmin etmek de mümkündür. Büyük devlet kuran şamanistlerin âyin ve törenlerini icra için resmî tüzük vücude getirdiklerini yakın zamandaki Mançu tarihinden de biliyoruz. X V I. yüzyılda muhtelif M ançu ve Tonğuz gibi Altay ulusları birleşerek Çin’i fethettiler. Bu kabileler şamanist idiler. 1747 yılında şaman âyin ve törenlerini düzenleyen bir statü imparator tarafından ilân edildi, şamanistler için bir tapmak da yaptırıldı.(18)

Orhun Kitabelerinde Türklerin faydasına çalışan yer-sular tabiri oldukça sık geçer ki, bu da Göktürk çağında Türk topluluğunun “kutsal kitabelerde” saydığı yeryüzü avarızını da ayrı birer ruhun varlığını kabul ederek onların yardımcı iyiliksever kuvvetler olduğuna inanıldığını ispat eder. Bunların arasında en önemlileri, dağ, orman ve ağaç, ateş ve ocak kültleriydi.(19)

Şamanizm hususunda bugüne kadar en ciddi çalışmayı M.Eliade yapmıştır. O, Orta ve Kuzey Asya topluluklarında dini hayatın Kam etrafında yoğunlaştığını söyler. Ancak Kam bütün dini faaliyetlerde rol oynamaz. Her sihirbaz Kam olmadığı gibi, her şifa verici de Kam değildir. O, Samanlığa kısaca "vecd ve istiğrak (extase) tekniği" demektedir. Bununla beraber dinler tarihinde ve din etnolojisinde görülen çeşitli vecd hallerinin hepsi de Şamanizme girmemektedir. Eliade'ye göre Kam herşeyden önce kendi özel yöntemleri sayesinde ulaştığı extase hali içinden ruhunu göklere yükselten veya yeraltına indiren bir kişidir. Bu esnada başka ruhları hükmü altına alarak, tabiat güçleri ve şeytanlarla bağlantı kurmaya muvaffak olur. Kam ateş üzerinde hakimiyet kuran, hastalanan ruhlara şifa veren, ölülerin arzularını yerine getiren, dertlilerin şikayetlerini dinleyen, yer altındaki tanrıların yanma giderek aracılık yapabilen bir kişidir. Bu özellikleriyle de çevresinde korkuyla karışık bir saygı uyandırır. Eski Türklerin de birtakım kutsal saydığı nesneler bulunmaktadır. Bunlar "Kutlu Atalar Mezarlığı" olduğu gibi, zaman zaman büyük bir dağ veya ırmak da olabiliyordu. Hunlar, Çin ile yaptıkları andlaşmaları Hun-dağı denilen bir dağın tepesinde kurban keserek teyit ederlerdi. Asya'nın başka kavimleri de bu Türk adetlerini almışlardır. Altaylı Şor ve Beltirler de kurbanlarını Kök Tengri'ye yüksek dağ tepelerinde sunarlardı. Fakat bunların hiçbiri Şaman özelliklerini yansıtmaya yetmemektedir. Mesela, Kök Türkler yılın 5. ayın ikinci yarısında Tanrıya Kutlu Atalar Mezarlığında kurban takdim ediyorlardı. Cüveynî tarafından verme adeti vardı ki, bu gelenek günümüze kadar gelmiştir. Bütün Türk topluluklarında ölünün hatırasına düzenlenen yok olmaktan gelen "yog" merasimleri tertip edilirdi. Ölen hükümdarlar veya kahramanlar için kabirlerinin başına hayatta iken savaşıp öldürdükleri kişilerin sayısı kadar balballar dikerlerdi. Bu saydıklarımızın hepsi Türklerin semavi dinlere girmeden önceki adetlerinin umumi bir görüntüsüdür. Hatta bunların bazıları Hak dinlere girdikten sonra da, Türklerin dini hayatlarında süregelmişlerdir.(20)

Altay Şamanlığında kamlar “ak” ve “kara” şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Şamanizm içerisinde böylesine bir ayırımın geç dönemlerde, hatta özellikle 17. yüzyıldan itibaren ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bir görüşe göre bu ikili ayırım İran etkisinden kaynaklanmıştır.47 Geç dönemlerde özellikle Rus bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda Altay Şamanları arasında ak ya da kara Şamanların da bulunduğu anlatılmaktadır. Altaylara göre bu şamanlar gökyüzüne çıkan, yeraltı ruhlarıyla ilişki kuran ya da her iki âleme de gidip gelen Şamanlar olmak üzere üç gruptu. Ak aynı zamanda ülgende renk simgesi olduğundan ak şamanlar kara Şamanlardan kutsal sayılır. Bununla birlikte yer ve yeraltı ruhlarıyla daha çok ilişkiye giren kara Şamanlar diğerlerinden çok daha fazla çekinilen Şamanlardır. Eliade kadın Şamanların gökyolculuğuna çıkmadıkları için daima kara şaman kategorisinde olduklarını belirtir ki herhalde bu düşünce geç dönemlerde gelişmiştir.(21)




Türkler, Şamanların harikulade insanlar olduklarına, ruhlar, gizli güçler ile ilişki kurup onlara istediklerini yaptırabildiklerine inanırlardı. Hatta şamanlar Gök Tanrı ile de temasa geçip ondan mesajlar getirebilen şahsiyetlerdi. Onlar bu kabiliyetleri elde etmek için inzivaya çekilerek kendilerini sıkı bir riyazete tabi tutarlardı. Gelecekten haber veren, hava şartlarını değiştiren, felaketleri önleyen yahut düşmanlarına musallat olan, hastaları iyileştiren, göğe çıkıp uçabilen, ateşte TSA / Yıl: 15 S: 3, Aralık 2011 115 Türk Kültür Çevresinde Şamanizm ve Şamanlık Meselesi yanmayan Türk Şamanları incelendiğinde bunların Türk veli imajına çok benzedikleri görülecektir.(22)

Türk tarihçi, Türkolog ve akademisyen Kafesoğlu “Türk Milli Kültürü” adlı eserinde Şamanların bir din adamı olamayacağını sadece dini ve büyülü işlevleri kullanan trans ustaları olduklarını söylemektedir. Şaman ile Kam’ın birbirinden farklı mistikler olduklarına değinen Kafesoğlu; Şamanlığı da esasen Bozkır-Türk inanç sisteminden kabul etmez. Şamanizm’in Tengi ve Yer-Su inançları ile de bir ilgisinin mevcut olmadığına değinir. Türklerin Gök Tanrı inanç sistemi ile Şamanizm’in arasındaki hayret verici uyumluluğun nedenini ise bilhassa Türklerdeki atalar kültü, ölüler kültü, kartal inancı, demircilik ve at kurban etme inanışlarının Şamanlık tarafından suistimal edilmesi olarak açıklamıştır. Kafesoğlu’na göre Şamanlığın ruhlarla ve ruhlar âlemiyle uğraşan bir inanış sistemi olması, onun eski Türk halk inancının üzerine yayılmasına ve bir din sağlamlığı kazanmasına sebep olmuştur.(23)

Eski Türklerin M.S. 1. binyılın ikinci yarısına kadar olan yazılı kaynaklarındaki tarihsel kanıtların yoksunluğu, Eski Türklerin Şamanizminin o zamana kadar pek gelişmemiş olduğunu gösterir. Türk bozkır göçebeleri, Altay- Sayan-Baykal bölgesine girişleri ve yöresel gruplarla ilişkileri sırasında Şamanizmin gelişmiş şekillerini ve maddi donatımlarını giderek kendilerine mal etmişlerdir. Bu süreçte Eski Türk Orta Asya inanç sisteminin belirli öğeleri korunmuş, diğerleri kaybedilmiştir.(24)

Yakut Şamanları’nda “Ana Hayvan” veya “Hayvan Ana” ve bu arada eski
Şamanların yaşayan ruhu büyük rol oynar. “Hayvan Ana”, Yakut Şaman’ına
görünmeyen bir ruh şeklinde yardım eder. Bu ruh kendini ölüm veya doğum
anlarında gösterir. Yakut Şamanları’na yardım eden gizli ruh, “Hayvan Ana”,
çoğu zaman tüyleri demirden bir kuş şeklinde görünür. Tüyleri demirden olan
bu koruyucu kuş şeklindeki “Hayvan Ana” Şaman’ın sahip olduğu ağacın bir
dalında tüner.
Sibirya “tayga”larında yaşayan Türk Şamanlarının, ruhlarının kendi
bedenlerinden çıkarak başka ruhlarla buluşup, gökyüzüne yükselip ve yer altı
dünyasına seyahat edip, yerin yedi kat derinliğine inmesi, oradan sağ olarak geri
dönüp, tekrar canlanması, gördüklerini etrafındakilere anlatması; bizlere
Sibirya’da yaşayan Kuzey Türk Şamanizm’i dairesi içinde yaşayan Türk
Şamanlarının ruhlarının, çifte görev yapabilecek bir karaktere sahip olduğunu
göstermektedir.(25)
Tuva Şamanları. Fotoğraf: Vera Salnitskaya

Şaman Dualarına Örnekler:
1)     Evveli kuday sen ongda sen ongdasang men munda
 Tilegen tilek yine ber kas bidevge bala ber
Caksı kuday, cay kuday mırza kuday, biy kuday
Evveli kuday kök casagan onan keyin cer casanag

Evvela Tanrı sen işimi rast getir, işimi rast getirirsen ben buradayım; dilediğim dileği yine ver, büsbütün kısırlaşmış kısrağa yavru ver; iyi Tanrı, geniş Tanrı, cömert Tanrı, bey Tanrı! Evvela Tanrı gök yaratmış, ondan sonra yer yaratmış .

 2)   Özüng algın, hudayım, özüng bergen kselge özüng deva ber hudayım!
Çiltenlering çil boldı, baskın izing gül boldı
Pirler hakkı tileymen, analar hakkı tileymen Allah-eyeyey!...

 Kendin al Tanrım; kendin verdiğin derde kendin deva ver, Tanrım! Çehiltenlerin kırk oldu, bastığın yer gül oldu, pirler hakkına diliyorum, analar hakkına diliyorum, ya Allah hey! (26)

Başlı başına çok derin  bir konu olan Şaman inancının Türk kültürü olan bağlantısını ele alırken üzerine bahsedilmesi gereken konulardan biri Alevilik ve Bektaşişik ile Şamanizm bağantısıdır. Bazı araştırmacılara göre, Anadolu da karşımıza çıkan Alevilik ve Bektaşilik ‘in kaynağı Eski Türk dini olan Şamanizm’dir.

Özetlemek gerekirse, Türkler tarihleri boyunca Budizm, Maniheizm, Yahudilik, Hristiyanlık gibi dinlere inanmış, bunların dışındaki bazı dinlerin de tesiri altında kalmışlardır. Öte yandan Şamanizmi Haruzin, Mikaylovskiy, Alekseev, Potapov gibi bazı Rus bilim insanları ve bazı araştırmacılar bir din olarak kabul ederken, Osman Turan, Jean Paul Roux, Hikmet Tanyu gibi bilim adamları Şamanizmi bir kült ya da Ziya Gökalp gibi bir sihri sistem olarak kabul etmişlerdir. Sosyal antropologlar, sosyologlar vefolklor uzmanları, Türk Şamanizm’inin bir din mi, yoksa kökü tarihin derinliklerine kadar inen birkültür mirası mı olduğuna henüz kesin bir karar verememiştir. Doğu ve Batı Sibirya ve Orta AsyaTürk devlet ve toplulukları arasında yaşayan Türk’e has belirli bir Türk Şamanizm’ini tespit etmek oldukça zor bir iştir.(27)

Ruhlar, tanrılar, insanlar arasında aracılık yapmak için görevli din adamları (28) olarak nitelendirilebilecek şamanlar, hastalıklara çare bulmak, sunulan kurbanları gök ve yer tanrılarına ulaştırmak, dinsel törenleri icra etmek, insanları kötü ruhlardan korumak, fal bakıp gelecekten haber vermek, insanlara yol göstermek, yardımcı olmak gibi ilk varoluşundan bu yana  insanın ihtiyaç duyduğu konularda vazifeleri üstlenmişlerdir.(29) Yaygın olarak Orta Asya’da ve Sibirya’da kendini göstermiş olan Şaman inanç sistemini günümüzde özellikle Altay ve Abakan Türkleri ve Yakutlular sürdürmektedirler. Eski Türklerde, kainatın hakimi ve yaratıcısı yüce bir varlığa inanma biçiminde şekillenmiş inanca ‘Tengri’ denmiş ve bu dine  ‘Gök Tengri Dini’ adı verilmiştir. Bu, ayrı bir makalenin konusudur. Günümüzde, Anadolu’da
Örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz içinde Şaman inancı unsurlarını görmek mümkündür. Başlı başına bu konu dahi çok geniş içeriklidir. Zamanımızda, Şaman inanç sistemi ve gelenekleri hala pek çok farklı bilim dalından insanın ve bireylerin ilgisini çekmeye ve araştırma konusu olmaya devam etmektedir.


Yazan ve derleyen: Tuba KIZILKAN




KAYNAKLAR:

2-Mustafa Cumhur İzgi  Academic Staff. Akdeniz University Medical Faculty, Dept. Of History of Medicine and Ethics, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/643357(Ana Britannica Ansiklopedisi, Ana Yayıncılık, Cilt 20, s:229  Şener C. Şamanizm, Ad Yayıncılık, 1.Baskı, Mart 1997.)
6-Mömin Samire, Şamanizm ve Günümüzdeki Kalıntıları
 Turan. Şerafettin. (1994). Türk Kültür Tarihi. Bilgi Yayınları, Ankara, s.103.
9- Halifax, Joan (1982). Shaman: The Wounded Healer. London: Thames & Hudson.
12- C.G. Jung “Fundamental Questions of Psychotherapy”; ibid. Para. 239
13-Dr. Nodira İbrahim Güçsav http://yuvayayolculuk.com/saman-kimdir.html
15-ŞAMANİZM ve ŞAMANLARA GENEL BAKIŞ An Overview of Shamans and Shamanism Mustafa Cumhur İzgi Academic Staff. Akdeniz University Medical Faculty, Dept. Of History of Medicine and Ethics https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/643357

16-ŞAMANİZM VE GÜNÜMÜZDEKİ KALINTILARI Uygur Toplumundaki Tabular Üzerine Samire MÖMİN
17-ŞAMANİZM VE ESKİ TÜRK DİNİ SHAMANİSM AND OLD TURKİSH RELİGİON Sadettin GÖMEÇ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/114963
18-TARİHTE VE BUGÜN ŞAMANİZM Materyaller ve Araştırmalar I I I . Baskı ABDÜLKADlR ÎNAN T Ü R K T A R Î H K U R U M U B A S I M E V İ — A N K A R A 1 9 8 6
19-1 İbrahim Kafesoğlu, “Eski Türk Dini”, Türkler Ansiklopedisi, C,III, Ankara 1992, s. 294
20-ŞAMANİZM VE ESKİ TÜRK DİNİ SHAMANİSM AND OLD TURKİSH RELİGİON Sadettin GÖMEÇ PAÜ. Eğitim Fak.Derg. 1998, Sayı:4 S.42,43
21- T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ PROGRAMI “TÜRK KÜLTÜRÜNDE ŞAMANİZMİN İZLERİ” (Yüksek Lisans Tezi) HAZIRLAYAN: 20066126 Ülkü ERSÜREL DANIŞMAN: Prof.Dr.Ahmet TAŞAĞIL, İstanbul, 2009
22-Ocak, A. Y .,Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menakıbnameler, Ankara: TTK Yayınları,1997
23- Yrd. Doç Dr. Serdar Uğurlu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, e-posta: sugurlu@ibu.edu.tr
Kaynak: AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012, Cilt:12, 20. Yıl, Özel Sayı
24-Tuva Şamanizmi, Dr. Ev Jane Neumann Fridman Braun Üniversitesi Antropoloji Bölümü, Dünya Dinleri Araştırmaları Merkezi (CSWR) / Kanada https://www.altayli.net/tuva-samanizmi.html
Ahmet Ali ARSLAN s.59,61
26-Şener C. Şamanizm, Ad Yayıncılık, 1.Baskı, Mart 1997
27- TÜRK ŞAMANİZMİNİN KAYNAĞINA DOĞRU
Batı ve Doğu Sibirya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Şamanlık kültürünün
başlangıç noktasına doğru yaptığımız saha araştırmasına ait notlar.
Ahmet Ali ARSLAN s.1
28- Türk Mitolojisinin Ana Hatlari-Yaşar çoruhlu-2002, Kabalcı Yayınevi s.64
29- Şamanizm ve Türk Mitolojisi, Dr. Süheyla Sarıtaş https://acikders.tuba.gov.tr/pluginfile.php/2494/mod_resource/content/2/7.%20HAFTA.pdf